-Fotoğraf çekerken öncelikle fotoğraf makinesini iki elimiz ile tutmalıyız. Ayrıca kollarımızın dirseklerimizden vücudumuza yapışık olmasını sağlamalıyız. Deklanşöre basmadan önce derin bir nefes almalıyız. Bunlar fotoğraf makinemizi titretmeden ya da titretmeyi minimum’a indirerek fotoğraf çekmemizi sağlayan temel önlemlerdir. Mümkünse bir duvar ve benzeri bir yere yaslanmak suretiyle, duvardan destek alarak da çekimlerimizi gerçekleştirebiliriz. -Özellikle portre fotoğrafları çekerken, arka planın sade olmasına özen göstermeliyiz. Böylece hem konuyu ön plana çıkartmış, hem de fotoğraf makinemizin doğru yere odaklanmasında büyük kolaylık sağlamış oluruz. Arka planda kadraj içerisine giren, ilgi odağının dağılmasını sağlayan objeler varsa ve başka bir şekilde kadrajlamamız mümkün değilse, bu sefer de net alan derinliğini kısarak (diyaframı açarak f:2,8 ya da f:4 gibi) çok daha etkileyici fotoğraflar çekebiliriz. -Bazı fotoğrafların göze çarpan ve onları çarpıcı kılan yanları vardır. Bu sebeplerden biri de fotoğraftaki güçlü kompozisyondur. Fotoğraftaki kompozisyonun basit tanımını; “Kadraj içerisindeki objeleri, göze hoş şekilde seçmek ve düzenlemek” şeklinde yapabiliriz. Öyleki bazı anlarda fotoğraf makinemizin küçük hareketleriyle çok değişik kompozisyonlar yakalayabiliriz. Genel olarak çoğumuzun, fotoğraf çekerken yaptığı bir hataya değinmek istiyorum, o da konuyu kadrajın tam ortasına yerleştirmektir. Bu şekilde çekilen fotoğraflar daha az hareketli ve çok daha az dikkat çekici olurlar. Bunun önüne geçmek için, çekeceğimiz kareyi aklımızdan yatay ve dikey olarak üç eşit parçaya bölelim. Bu çizgilerin kesiştiği noktalar iyi bir kompozisyonda ilgi merkezinin yerleşeceği en doğru dört noktayı gösterir. Bu noktalra fotoğrafçılıkta “dört altın nokta” denir. Manzara fotoğrafları çekerken de ufuk çizgisinin bu çizgilere paralel ve kadrajın üçte birini dolduracak şekilde yerleştirmeliyiz. Ufuk çizgisinde oluşacak eğrilik kesinlike istenmeyen bir durumdur. ISO-ASA AYARI Şimdi de ISO - ASA ayarları hakkında biraz bilgi vermeye çalışayım; ISO: fotoğraf filmlerinde, ışığa duyarlılık derecesini belirleyen standart ölçüm sistemidir. Kullanımından örnekler verecek olursak: -Uzun pozlama yapmayacağımız ve alan derinliğini kaybetmek istemediğin zaman ISO ayarlarını yükseltebiliriz. -Akşam üzeri az ışık altında dışarıda çekim yapmak istiyoruz, 1/125 enstantanenin altına da inmek istemiyoruz, çünkü titreşime karşı hassasiyet artabilir. Bu sebeple enstantaneyi 1/125 ayarlayıp diyaframı sonuna kada açıyoruz (f:2,8 –f:3,7 gibi) ve ISO'yu 50 olarak ayarlıyoruz. Fakat sonuç bize karanlık geliyor, o zaman aynı enstantane ve diyafram ayarıyla ISO'yu 200'e getirip çok daha iyi sonuç alabiliyoruz. (Verdiğim değerler ortam şartlarına göre değişiklik gösterebilir) -Yine dışarıdayız ve öğle vakti 50 ISO ile bir kuş fotoğrafı çekeceğiz, diyafram f:4 ya da f:5 enstantane ise 1/1000. Çekimiş olduğumuz fotoğrafa baktığımızda kuşun net, hareketli kanatlarının ise flu/blur olduğunu görüp enstantaneyi 1/2000'e çıkartmak istiyoruz ama ışık yeterli değil, işte o zaman ISO'yu 400 olarak ayarlayıp enstantaneyi 1/2000'e çıkartabiliriz ve istediğimiz sonuca ulaşmış oluruz. ISO ayarlarını yükseltmenin avantajları olduğu gibi dez avantajları da vardır. ISO yükseldikçe grain ya da noise (fotoğrafta kirlilik/kumlanma) da artar, bunun sebebi CCD’ye fazla voltaj giderek CCD’nin ısınmasıdır. Gece yapılan çekimlerde düşük iso ve kısık diyafram kullanılır, bunlar detayları ortaya çıkartmak için gereklidir. Fakat bu esnada hızlı enstantane ayarından ziyade düşük enstantane ayarı ve kesinlikle tripod+self timer kullanmak gerekir. KAR FOTOĞRAFLARI Kar fotoğrafları çekerken en çok pozlama konusuna dikkat edilmesi gerekir. Makinelerin ışık ölçerleri %100 beyaz üzerinden değil de %18 gri üzerinden ışık ölçerler. Bu sebeple makinein otomatik poz değerleriyle bir kare çekildiğinde, kar genellikle gri ya da açık mavi (griye yakın) çıkabilir. Karın beyaz çıkmasını sağlmak için en az bir ya da iki stop fazla pozlamak gerekir. 1 ila 1.5 stop fazla pozlarsak, kar üzerindeki detaylar da alınır. Ancak gölgeler ve koyu nesneler üzerindeki detaylar kaybedilir. 2 stopluk ilave pozlama tam anlamıyla beyaz , ancak detaysız bir kar görüntüsü verir. Bu defa da koyu alanlardan daha fazla detay alınır. Kar için yapılacak manuel beyaz ayarı ise; normalde Kodak'ın %18'lik gri renk kartı üzerinen yapılır. Fakat yanımızda bu kart yoksa (daha önce başka bir topic’de de yazdığım gibi) elimizin üst kısımından alacağımız değer bizi doğru sonuçlara götürür. Elimizden değer alırken, elimizin kadrajı tam anlamıyla doldurmasına ve elimzin üzerine kendi gölgemizin düşmemesine de dikkat etmeliyiz. Kar üzerindeki bir yaprağı ya da çiçeği çekerken de spot ölçüm yapmakta fayda vardır. Lapa lapa yağan kar için de flash kullanmak yağan kar tanelerini arka plandan ayırıp keskin çizgiler ile net bir şekilde yakalamamızı sağlar. Tipi şekline yağan kar için düşük enstantane ve flash ile çok farklı etkiler yaratabiliriz EV YAPIMI LIGHT BOX Genellikle still-life tarzı ya da close-up fotoğraflar çekmekten hoşlanıyorsanız. Light box kullanmak çok daha iyi sonuçlar verecektir. Fakat Light box’lar pahalı olduğu için, evinizde sizin de kolaylıkla hazırlayabileceğiniz bir light box yapabilirsiniz. Light box ile ışığın daha yumuşak ve dengeli bir biçimde objeye/objelere çarpmasını sağlayabilirsiniz. Ayrıca obje/objeler için çok farklı fonlar da yaratabilirsiniz. Sanırım aşağıdaki fotoğraf, ev yapımı light box için çok daha açıklayıcı bir örnek olacak DİYAFRAM VE ENSTANTANE- Diyafram ayarı objektif içerisindeki diyaframın veya iris'in hangi dereceye kadar açık kalacağının belirlenmesidir. Objektifler en fazla düzeyde ışık toplayabailmek için dizayn edilmişlerdir. Diyafram gözümüzdeki iris gibidir; güçlü ya da parlak ışık altında kısılır, az ışık altında ise genişler. Objektif içinden gelen ışığın bir kısmının engellemek için diyafram kapatılabilir veya durdurulabilir. Diyafram ayarı ile aynı zamanda bir portre veya macro fotoğraflardaki alan derinliğini de değiştirebiliriz. Macro'larda Alan Derinliği ve Diyafram Ayarı MODE: M-Manuel Mode Alan derinliği macro'larda çok büyük önem taşımaktadır. Bir objeyi macro olarak fotoğrafını çekeceğimiz zaman zoom ayarlarını yaptıktan sonra sadece objemizin mi net olacağına yoksa obje ve arka planın mı net olacağına yani alan derinliğine karar vermeliyiz. Bunu diyafram ayarı ile oynayarak yapabiliriz. Büyük diyafram açıklığı(Ör: f:2.8-f:3.0) alan derinliğini azaltır ve objenin net arka planın blur-bulanık çıkmasını, küçük diyafram açıklığı (Ör: f:8.0-f:7.6) alan derinliğini arttırır objenin ve arka planın net çıkmasını sağlar. Burada çok dikkat edilmesi gereken bir yer daha vardır ki o da enstantane hızıdır. Diyafram ayarı ile oynadığımız zaman lens-sensor'e düşecek ışık miktarı da değişeceğinden ona göre enstantaneyi hızlandırmak ya da yavaşlatmak gerekebilir. (Bunu çekmiş olduğum örnek fotoğraflarda çok daha açık olarak görebilirsiniz.) Fakat makinenizde "A" Aperture-Diyafram Öncelikli Mode varsa onu kullanmanızı tavsiye ederim. O zaman siz diyafram ayarını değiştirdiğinizde makine otamatik olarak enstantaneyi değiştirecektir. Örnek: 1 Burada küçük diyafram açıklığı kullanarak alan derinliğini arttırdım. Böylece hem obje hem de arka plan net olarak kadrajlandı. ENSTANTANE (Perde Hızı - Ötrücü - Obturator) Diyafram göz bebeği ise, enstantane göz kapağının açılıp kapanmasıdır. Fotoğraf makinemizin içinde bulunan sensörün veya filmin üzerine düşen ışığın süresini ayarlayan sistem, fotoğrafın ne kadar zaman diliminde çekileceğini de belirler. Enstantane yaprak adı verilen metalden yapılmış perdedir. Deklanşöre basıldığında seçilen zamana göre perde-enstantane açılır film ya da sensör üzerine ışık üzerine düşer ve perde kapanır. Işık koşullarına ve hareket özelliklerine göre bir fotoğraf ya çok kısa ve ya uzun zaman süresinde çekilebilir. Işığın film üzerine düştüğü süreye "Pozlandırma" adı verilir. Güçlü ışıklarda az, zayıf ışıklarda uzun pozlandırma yapılır. Yine hareketi dondurmak için az, flulaştırmak için uzun pozlandırma söz konusudur. Düşük pozlandırma sürelerinde (özellikle gece manzara fotoğrafı çekimlerinde) perde daha uzun süre açık kalacağı için, fotoğraf makinemiz titreşime karşı aşırı hassasiyet gösterir. Bu gibi durumlarda kesinlikle tripod kullanılmalıdır. MODE: S (Shutter – Deklanşör Hızı) Fotoğraf makinesinde bu ayar seçildiğinde, çekim yapmadan önce enstantane ayarını kendimiz yapabiliriz. . Fotoğraf makinesi limitleri dahilinde uygun diyafram ayarını kendisi ayarlayacaktır. Deklanşör – enstantane hızı düşürüldükçe hareketli nesneleri dondurabiliriz. Deklanşör hızını düşürdükçe yani daha hızlı bir çekim modu seçtikçe ışık yeterli olmadığı taktirde, kadraj kararacaktır. Son olarak, burada ise enstantane hızı 1/2000 olarak ayarlandı. Su damlacıkları çok daha net. Bana ulaşan mail'ler ve PM'ler sonucunda böyle bir çalışma yapmaya karar verdim. Umarım vermiş olduğum bu bilgiler işinize yarar ve çok daha başarılı fotoğraflar çekebilirsiniz. Bol fotoğraflı günler dilerim, ışığınız bol olsun
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder